Neden yaşıyoruz? Bu dünya niçin var? Ben nereden geldim? Can Verince nereye gideceğiz? Dağlar neden var? Ördekler neden yüzer? Ben kimim?… Yaşamın emeli mevzusunda çocukluğumuzdan başlayıp son soluğumuza kadar aklımızı kurcalayan, hayatı kavramak için kendinize sormanız gereken sualler için Sokrates, Aristo, Descartes gibi gelmiş geçmiş en büyük feylesofların dahi meblağlı ve net verilmiş bir yanıtı yok. İnsanın varoluşla alakalı evhamlarını rahatlatmayı ve yaşam emelini bulmasını hedefleyen bu sualleri yanıtladıktan sonra “varolmanın dayanılmaz hafifliğini” deneyimleyebilirsiniz; ancak bu sürecin varsayım ettiğinizden çok daha uzun ve zorlayıcı bir yolculuk olabileceğini andırdırmak isteriz. Yanıtını öğrenmediğiniz suallere genellikle manalı cevaplar üretemeyeceğiniz için kendinizi eksik sezebilir, zaman zaman umutsuzluğa ve kötümserliğe kapılabilirsiniz. Bu noktada her şeyi öğrenmenizin muhtemel olamayacağı reelini sevgiyle kucaklamak ve yanıtları olmasa da bu suallerin de merak duygunuzu canlı yakaladığının şuurunda olmak yanıtlara takılı kalmadan, hayatta ilerlemenizi sağlayacaktır.
Her biri insanın, yaşamın, safhanın var oluş emelini denetlemeyi gerektiren tüm bu sualleri yanıtlamak elbette kolay değil. Kimilerini tek başınıza düşünmeyi seçim edebileceğiniz gibi, içinden seçeceğiniz, yanıtını tek başınıza bulmakta zorlandığınız sualleri dostlarınızla tartışarak entelektüel bir sohbet etrafı yaratabilirsiniz. Bu sualleri doğru biçimde kullanmayı bildiğinizde bakış açınızın genişlediğini, vakaları idrak etme ve açıklama biçiminizin değişikleştiğini ve yaşam emelinizi bulmak mevzusunda ehemmiyetli bir yol kat ettiğinizi sezeceksiniz. Tüm sualler etrafınızdaki öbürler insanların ve kendinizin gereksinimlerine daha duyarlı, daha kavrayışlı ve daha derinlikli düşünen bir fert olmanıza alan kalemtıraşı gibi, kâinattaki konumunuzu da çok daha net görmenize dayanakçı olabilir.
Düşünce gücüyle yapabileceklerimizin hududu olmadığı gibi, varlığımızı anlamlandırmanın tek yolunun düşünmek olduğunu unutmayın. Tüm bu suallere verilebilecek mümkün cevapların varlığınızı anlamlandırmanızda ve yaşam emelinizi bulmanızda size yol göstereceğine eminiz!
Kendinize sormanız gereken sualler en esasta, varlığımızın tabiatıyla alakalı derin sualleri içeriyor. İnsanlık olarak, düşünme ve us yürütme marifetini kazandığımız ilk günden beri kendimize bu sualleri sormaya devam ediyoruz. Bilimin, dinlerin, felsefelerin, hatta sanatın dahi ortaya çıkışı insan olarak bu dünyada neden var olduğumuzu, dünyaya gelme emelimizi ve kâinattaki konumumuzu anlamlandırma gayretimizle muhtemel oldu.