Kendi değerinizi denetlemeye başladığınızda aksiyon almadan evvel uysalca durup düşünmeniz ve kendinize farkındalığınızı artıracak birkaç sual sormanız bu negatif duyguyla başa çıkmanızı kolaylaştırabilir:
Mevzu benimle alakalı mı: Her şey bizimle alakalı değil ve her vaziyette başkalarının onayına lüzumumuz yok. Başkalarını memnun etme arayışında her şeyi, herkesi ciddiye almak zorunda değiliz. Üstelik şahsi idrak etmemize de gerek yok, mevzu belki de bizimle hiç alakalı değil.
Sahip olduklarıma mı yoksa beceriksizliklerime mi odaklanıyorum: Sahip olduklarımız için şükretmek, elimizde olmayanlara üzülerek süre kaybetmekten çok daha iyi bir alternatif. Mevzu ister parasal bir şey ister başkalarından gelecek onaylama olsun, elimizde, hayatımızda, yanımızda olmayan rastgele bir şey için kendimizi makûs sezmek yerine sahip olduklarımıza kıymet vermeliyiz.
Şu anki düşünce ve hislerim beni istediklerime yanaştırıyor mu: Mevcut düşüncelerimiz, hayatımızı belli bir istikamete doğru sürükleyen tesirli vasıtalardır; kimi zaman ileriye kimi zamansa geriye. Bu sebeple sahip olduğumuz fikirler, inançlar bizi ileriye doğru götürmüyorsa, istediğimiz şeyler için bize hizmet etmiyorsa onlara odaklanmanın da bir anlamı yoktur. Eylemlerimiz ve düşüncelerimiz yaşam gayelerimizle ve gitmek istediğimiz istikametle geçimli olmalıdır.
Kendimi hoşlanmam için ne zorunlu: Kendimizi beğenmek, değersizlik duygusundan kurtulmaya takviyeci olabilecek ehemmiyetli bir adım. Öyleyse, kendimize şunu sormalıyız, kendimi hoşlanmam için bana ne zorunlu, ne yapmalıyım, nasıl kendimi beğenebilirim, hak ettiğim değeri kendime ‘kendim’ nasıl verebilirim… Öz sevgi, iyileştirici bir efordur ve değerimizi bulmamıza takviyeci olabilir. Başkalarından sevgi ve onay beklemeden evvel, kendimizi hoşlanmamız gerekir.
Kendime vazgeçmek için izin verebilir miyim: Negatif bir gidişata, hadiseye veya düşünceye sıkı sıkıya tutunduğumuzda kendimizi kolayca değersiz sezmeye başlayabiliriz. Ancak, o tutunduğumuz şey her ne ise, onu vazgeçmeye karar verdiğimizde değersizlik hissini de ortadan kaldırabiliriz. Bir yaşanmışlığı unutmak, birini bağışlamak, affetmek, nefret, kin gibi devirici duyguların bizi terk etmesine izin vermek, onların içine hapsolmamak için kendimizi sürükleyip çıkarmak hem sevgiyle kuvvetlenmemize hem de değerimizi fark etmemize takviyeci olabilir.