Zaman zaman çoğumuz kendi değerimiz hakkında kararsız yaşayabiliyoruz. Canımızı sıkan bir şeyler, başımıza gelen şanssızlıklar ya da tecrübelediğimiz galibiyetsizlikler, bu tereddütü yaşamamıza; başka bir deyişle değerimizi denetlememize neden olabiliyor. Genellikle umutsuzluk ve ehemmiyetsizlik duygularıyla harmanlanan değersiz sezme, bunalımın yaygın bir bulgusu olabildiği gibi düşük benlik hürmeti, önemsememe, istismar, travma veya bireyin benlik duygusuna tehdit oluşturan güç vaziyetler sebebiyle de ortaya çıkabiliyor. Bu sebeple değersiz sezmenin nedenlerini ve değersiz sezdiğiniz zamanlarda neler yapabileceğinizi bilmek, değersizlik duygusu ile başa çıkmanıza takviyeci olabilir.
Değersiz sezmenin sebepleri
Değersizlik hissi altında bir hayli etkeni barındırabilir; aile, sosyal yaşantı, huy, stres, yaşam güçlükleri, yakın etraf, negatif hadiseler veya daha bir hayli istenmeyen vaziyet kendinizi değersiz sezmenize neden olabilir. En yaygın sebeplerin arasında şunlar yer alır:
1. Dışlanma
Dost grubunuzun dışında kaldığınızda kendinizi makûs hissedebilirsiniz. Bazen işler yolunda gidiyormuş gibi görünse de beklenmedik bir nedenden dolayı dışlanabilir ya da grubun dışına kaldığınızı sezebilirsiniz. Bu vaziyette kendinizi izole etkeniz noksanlık duygusuyla karşı karşıya kalmanıza neden olabilir. Ancak, doğru dostlar lüzumunuz olduğunda orada olan, sizi destekleyen, kendinizi yanlarında iyi sezdiğiniz bireyler olmalıdır; sizi değersiz sezdirenler değil.
2. Zafer baskısı
Çoğumuz, yaşamımızın büyük bir kısmında, özellikle ergenlik çağından ve yirmili yaşların sonuna kadar aralıksız galibiyetli olmak için baskı altındayız. Muvaffak Olma baskısı, benlik hürmetine hasar verebilir; bir şeyleri yeterince yapamıyormuş gibi sezmenize ve hatta kabahatlilik dinlemenize neden olabilir. Muvaffak Olmak için mücadelelerken amaçlarınıza bütün olarak erişemediğiniz noktada beceriksiz olduğunuzu düşünerek kendinizi değersiz hissedebilirsiniz. Oysa ki hayatta zaferlere olduğu kadar zafersizliklere de yer vardır ve herkes bir biçimde eş yollardan geçer; ehemmiyetli olan inancı hiçbir zaman kaybetmemektir.
3. Çocukluk travmaları
Kalıcı bir iz vazgeçen negatif çocukluk tecrübeleri, önemsememe, istismar, takdir ve destek görmeme değersiz sezme duygusunun gelişiminde rol oynayabilir. İstismara uğrayan veya ebeveynleri tarafından sıklıkla tenkit etilen çocuklar, bu önem vermeme duygusunu erişkinlik yarıyıllarına taşıyabilir. Travmaların çözüme kavuşması, bireyin kendini ya da geçmişini bağışlamayı, affetmeyi bilmesi ve kabul etmesi için profesyonel bir destek almak takviyeci olabilir.
4. Devirici tenkitler
Geçmişte ya da şu anda başkaları tarafından tenkit etilmiş olabilirsiniz. Birinin sizi minik düşürdüğünü ya da zafersizliğinizi suratınıza vurduğunu düşünerek kendinizi değersiz sezmeye başlayabilirsiniz. Yapıcı olmayan tenkitler, fertlerin kendilerini beceriksiz sezmesine ve değersiz biri olarak görmesine neden olabilir; oysa ki buradaki mesele nasıl tenkit yapması gerektiğini öğrenmeyen karşıdaki bireydir.
5. Ayrılık süreci
Rastgele bir ilişkinizde bitiş çizgisine çok yanaştığınızda ya da boşanmanız netleştikten sonra kendinizi ‘Neden ben, ne oldu, ben neyi noksan yaptım, bende noksan olan ne, neden yeterli değilim’ gibi suallerle baş başa kalmış bulabilirsiniz. İçine düştüğünüz duygusal olarak zorlayıcı olan bu gidişat da öz değerinizi denetlemenize ve dolayısıyla kendinizi değersiz sezmenize neden olabilir.
6. Düşük benlik algısı
Yaşamınızdaki birtakım hadiselerden, toksik ilişkilerden, negatif gidişatlardan dolayı öz güveniniz sarsılmış olabilir ve bu sebeple düşük benlik algısı ile çaba etmek zorunda kalabilirsiniz. Kendinize olan güveninizi kaybettiğinizde ve benliğinize dair sezdiğiniz, düşündüğünüz her şey yalnızca negatif yargılardan ibaretse tüm bunlar değersizlik hissini doğurabilir.
7. Negatiflikleri şahsi idrak etme
Negatif hadiseleri kendi eylemlerinize veya özelliklerinize bağlayabilirsiniz. Bir şeyler yolunda gitmediğinde bunu kendi yanılgınız olarak görüp manevi sebeplere bağladığınızda işe yaramama, kayda değer bir şeyler yapmama ile kendinizi yargılayıp değerinizi denetlemeye başlayabilirsiniz.
8. Yaşamın güçlükleri
Hepimiz paranın her şey olmadığını öğrensek de özellikle finansal bir çıkmaza girdiğimizde veya bir iş kaybı yaşadığımızda, fobi, stres ve kaygı hayatımızı ele geçirebilir. Öz değerimiz sarsılabilir, yanılgılı olduğumuza inanmaya başlayabilir, kendimizi beceriksiz, umutsuz, işe haylaz sezebiliriz. Bu sebeple mali meseleler, ayrılıklar, müzakereler, iş kaybı, imtihanı kazanamama gibi hayatın natürel bir parçası olan negatifliklerle başa çıkamadığımızda değersizlik hissiyle yüzleşebiliriz.